Buranın adı,'LİMONATA'.
Çapamarka'nın başarılı ve gözde restaurantı demek mümkün..
Nişantaşı Citys'in sinema katına çok yakışmış biryer.İçeri girince kendinizi kaybedebilirsiniz,tıpkı benim kaybettigim gibi:)
Rengarenk sandalyelerine aşık oldum(özellikle pembelere):)
Romandan tutun da gazetelere,hukuk kitaplarına kadar geniş bir kütüphaneye sahip.Sırf yemek yemek için degil,ister kitap okuyarak kahvenizi yudumlayın,tatlınızı yiyin.İster dostlarınızla ya da sevgilinizle keyifli bir yemek yiyin.Bugün bizim sevgiliyle yaptıgımız gibi:)Bol alternatifli biblosuyla,dikkat çekici dekoru ve içerdeki sıcak atmosferiyle mutlu olmanızı sağlayan bir mekan Limonata..Siparişlerimizi vermeden etrafı incelemekten kendimi alamıyorum.Rengarenk,cıvıl cıvıl herşey.Tam benlik:)Bir mekan düşünün ki deniz manzarasına sahip ve o manzara için gittigimiz yerler vardır ya,burda da deniz manzarası var ama inanın kimse manzara için degil,içerideki tatlı görüntüler için tercih ediyor,benim gözlemledigim bu en azından:)En çokta mönü listesi geldiginde benim hoşuma giden,eskitme yırtık defter tarzında olması.Basit bir fikir ama mekan ayrıntılarına renk katmıs.İşte her zaman dedigimiz gibi 'Kalite küçük ayrıntılara verilen özende gizlidir':)Limonata,ortasında kütüphanesine uzanan kırmızı merdiveniyle,renkli masalarındaki kasalarıyla,büyük toplantı masalarıyla ve en çokta şeker agacıyla sizleri bekliyor.Bu rengarenk ortamı kaçırmayın derim,benden tavsiye:)Ne de olsa İzzet Çapa'nın mekanlarından.Hangisine giderseniz gidin pişman asla olmazsınız..Demet Akbağ ve İzzet Çapa tatlı sohbetleriyle yan masamızdan günümüze de renk kattılar.Mutlu bir gündü,özetle muhteşem geçti:)
Benim tercihim Cafe de paris adlı pizza oldu.
Vizelerin bitimine tam keyif :)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder